Zeki İnsanların Hayatta En Çok Mücadele Ettiği Durumlar
Yazan: Psikolog Alkın Ocak
Yazan: Psikolog Alkın Ocak
Hiç arkadaş edinmekte zorlandığın, konuşurken kelimelerini seçtiğin, çoğu konunun en ince detaylarına kadar düşündüğün oldu mu?
Bu tarz durumlar yaşayan kişiler farkında olmadan kendilerini sürekli bir mücadele içinde bulurlar. Bu bazen tüm sorunlarını kendi başına çözmeye çalışmak, bazen sosyalleşememek, bazense başarılı olmak için kendine yoğun baskı oluşturmaktır. Aslında dışardan bakıldığında zeki, çok güçlü ve herkesin olmak istediği kişilerdir. Ancak böyle olmak kendi seçimleri değil, hayata ve çevresindeki insanlara karşı verdikleri mücadelenin bir sonucudur. Bu tarz insanları kategoriye koyacak olursak, içe dönük kişiliğe sahip olduklarını söyleyebiliriz. Aynı zamanda yapılan çoğu araştırmanın sonucu da, içe dönük kişilerin bilişsel beceri ve IQ seviyelerinin dışa dönük kişilere oranla daha yüksek olduğunu kanıtlar niteliktedir.
İçe dönük olan kişiler neden daha zeki olarak kabul edilir?
İçe dönük olan kişiler, dış dünya ile çok fazla etkileşime girmedikleri için herkesin yaptığı şeylerin dışına çıkarak kendilerine ait içsel bir dünya oluştururlar. Bu içsel dünyada yönetici kendileri oldukları için olayları ve fikirleri derinlemesine düşünür, sorgular ve soyut düşünceleri zihinlerinde kolayca canlandırabilirler. Bu durum özellikle zeka testlerinde problem çözmede çok büyük avantaj sağlamaktadır. Aynı zamanda içe dönük kişiler insanlarla çok az etkileşime girerler. Bu yüzden sosyal çevreleri geniş değildir. Çevresindekiler ile az konuşup fazla dinledikleri için yüksek duygusal zekaya sahiplerdir. Yüksek duygusal zeka, hem kendini hem de başkalarının duygularını gözlemleme, tanımlama ve anlama becerisidir. Arkadaş çevresinin az olmasının sebeplerinden birisi de budur. Yani çevresindeki insanları dikkatli şekilde dinledikleri için kolayca analiz edebilirler. Bu yüzden arkadaşlık kurarken daha seçicilerdir.
Bunlar kulağa ne kadar iyi gelse de yüksek IQ'ya sahipsen hayatta mücadele verdiğin bir çok durum vardır. Bu durumlardan bazıları çaresiz, stresli, mutsuz veya öfkeli hissettirebilir. Örneğin, insanlarla iletişim kurmaktan kaçındığın için konuşurken ve kendini ifade ederken zorlanabilirsin. Bu durumun seni o ortamda utangaç ve çekimser göstereceğini bildiğin için konuşmak yerine, birilerinin seninle iletişime geçmesini beklersin. İşte bu bekleyiş, hayatındaki çoğu fırsatı kaçırmana neden olur. Bu yüzden ne söylediğinin veya nasıl göründüğünün önemli olmadığını bilmeni isterim. Çünkü çevrendeki hiç kimse, senin kendine dikkat ettiğin kadar sana dikkat etmiyor. Sen kafandaki kelimeleri, cümleleri derinlemesine düşünürken bunu akışına bırakarak yapanlar her seferinde senin önüne geçiyor. Günün sonunda ise yapabileceklerini bildiğin halde elindeki fırsatı kaçırdığın için mutsuz oluyorsun. Bu yüzden hayatının bazı alanlarında bu kadar derinlemesine düşünmek yerine harekete geçmek, sahip olduğun zekayı ortaya çıkarabilmende büyük avantaj sağlayacaktır.
Bir başka örnek verecek olursam, insanları ve durumları gözlemleme becerin yüksek olduğu için neyin kusursuz ve iyi göründüğünü çok iyi biliyorsun. Ancak bu kusursuzluk algısını hayatının merkezine koyarak hareket ettiğin zaman kafan çok fazla karışmaya başlıyor. Çünkü kusursuz olarak düşündüğün şeyler aynı zamanda yapmak istediğin şeyler olmayabiliyor. Örneğin, bir konuya çalışırken konuyla alakalı tüm bilgileri biliyor olmak kusursuz bir başarı olabileceğini düşündürdüğü için konuyla alakalı her şeyi öğrenmek için kendine baskı kuruyorsun. Bu baskının sonucunda çalışman gereken konudan uzaklaşarak, kendini farklı şeylere çalışırken buluyorsun. İşte bu kafa karışıklığı başarılı olma konusundaki motivasyonunu olumsuz etkileyebiliyor.
Bazen ihtiyacın olan şeyleri biliyor olmak, mükemmel olmandan çok daha önemlidir bunu unutma. Kafanın karıştığı ve vakit kaybettiğini düşündüğün durumlarda sadece ihtiyacın olan şeyi düşünerek hareket etmen verdiğin mücadeleyi biraz da olsa hafifletecektir.🌸